Karmen Kraft

İspanya

Karmen Kraft, 2010 yılından beri Berlin'de yaşayan Perulu-Alman Sanatçı; esas olarak çizim, boya, illüstrasyon ve serigrafi olmak üzere görsel alanlarda çalışıyor ve denemeler yapıyor.

1976 yılında İspanya'nın kuzeyindeki Gijón, Asturias'ta doğdu ve anaerkil ve sanatsal bir ortamda büyüdü. Annesinin resim ve plastik sanatlara olan tutkusu ve kız kardeşinin piyanoya karşı müzikal duyarlılığı sayesinde, müzik, resim ve kitaplarla çevrili çocukluğu her zaman fırçalar ve notalar arasında geçti. Genel anlamda tüm sanatsal ifadelere ve özellikle çizime olan sevgisini uyandırmayı başardı.

18 yaşında, Leon'da bir sanat okuluna gitti ve burada gravür teknikleri okudu. Salamanca Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne kabul edildi (Universidad de Bellas Artes de Salamanca), yağlı boya ile ilk denemelerini yaptı ve Bask Üniversitesi'nden (Universidad del País Vasco) sanat restorasyonu ve korunması alanında diplomasını aldı.

Sanatsal bakış açısının feminist değil, ama kadınsı olduğunu vurguluyor.

Onun için 'Kraft'ın iki anlamı var, bir yandan babasının ikinci soyadı ve kelimenin Almanca’da belirttiği gibi onu en iyi temsil eden aile özelliği olarak güç ve kavgacı, maceracı, hayat hakkındaki iyimser doğası; diğer yandan gizli kalan, bazen savunmasız olan, çelişkili ve bastırılmış duyguların sınıra götürüldüğü, ruhunu işine döken kadın iç gücünün göstergesi.

Çalışmalarının ana teması; karmaşıklıkları, tutarsızlıkları ve iç mücadeleleri ile eşsiz bir varlık olan insan ve onun yalnızlığıdır. Bağımsız kalabilen ve aynı zamanda düşüncelerinin ve eylemlerinin başkaları için vazgeçilmez olduğu bir toplumla birleşebilen insan. Güçlü duygularla özdeşleşebilen ve güçlü duygulardan etkilenen, ancak her zaman sözlü olarak ifade edemeyen insan. Karmen’e göre sanat, bu hissettiklerini iletebileceği en iyi vasıta.

Çalışmalarıyla, modern kadınlık kavramı ve eşitlik, saygı ve özgürlüğün önemi de dahil olmak üzere, yüreğinden geçen tüm duyguları yansıtıyor. Bunların sağlıklı bir toplumda birlikte yaşamak için en önemli üç değer olduğuna inanıyor.

Kadınlar çalışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Onların duygularını, niyetlerini ifade etmek ve saf, kadınsı bir bakış açısı göstermek istiyor. Sanatçıya göre, “kadınlar tarih boyunca erkeklerin bakış açısından tasvir edilmiş. Ve bir kadının derinliğini keşfetmek, içsel ilişkilerini öğrenmek ve isteklerini ve endişelerini ortaya çıkarmak pahasına onların fiziksel güzelliklerine odaklanılmış.” Bu nedenle kadını; öfke, üzüntü, incinmiş gurur, arzu, duygusallık, erotizm, ilgisizlik ve hatta kibir gibi derin duygularla göstermenin önemli olduğuna inanıyor.

İnsanlar arasındaki günlük yaşamda ilham buluyor. Gözleminde saflığı yakalamaya çalışıyor. Fark edilmeden yaşayıp giden ama büyük sırlara sahip tanınmayan, sıradan insanların hikayelerine özel önem veriyor.